İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik düzenlenen operasyonlarda tutuklanarak Silivri'deki Marmara Cezaevi'ne gönderilen 12 ismin farklı şehirlerde bulunan cezaevlerine sevk edileceği öğrenildi.
Sevk edilecek isimler arasında Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık'ın da bulunduğu belirtildi.
SEVK EDİLECEK İSİMLER VE GİDECEKLERİ CEZAEVLERİ
Mehmet Murat Çalık, Fatoş Pınar Türker, Elif Güven, Yakup Öner, Taner Çetin, Ziya Gökmen, Melih Geçek, Gökhan Köseoğlu ve Metin Bal İzmir Cezaevi'ne Kaan Sürmegöz Bolu Cezaevi'ne, Barış Kılıç Eskişehir Cezaevi, Burak Aslan Bolu Gerede Cazevi'ne sevk edilecekler.
MURAT ÇALIK: BU KARAR VİCDANİ DEĞİL
Tutuklu bulunduğu Silivri'den İzmir'e sevk edilmesine karar verilen Murat Çalık sosyal medya hesabından açıklama yaptı.
Çalık'ın açıklaması şu şekilde:
"İzmir’e naklediliyorum. Ailemden, sevdiklerimden koparılmak; en temel insani haklarımdan birinin daha elimden alınmasıdır. Silivri’de sağlık kontrollerim düzenli olarak sürerken, hiçbir gerekçe gösterilmeden alınan bu karar vicdani değildir. Ama biliyorum ki gittiğim hiçbir yerde yalnız değilim. Türkiye’nin her bölgesi, her ili, her ilçesi, her köyü benim vatanımdır. Asla ama asla yılmayacağım."
İBB SAVUNMA AVUKATLARI: İNSAN HAKLARI İHLALİNE DÖNÜŞMEKTEDİR
Sevk kararının çıkmasının ardından İBB Savunma Avukatları da açıklama yaptı.
Sosyal medya hesabından yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
"İBB SAVUNMA AVUKATLARI ADINA DUYURUDUR
Aynı soruşturmadan tutuklu ve ikametgahları İstanbul olan müvekkillerimizin, tutukluluklarının üzerinden yalnızca 2 ay geçtikten sonra İzmir, Eskişehir, Balıkesir, Bolu, Tekirdağ gibi uzak illere herhangi bir hukuki ve makul gerekçe gösterilmeksizin nakledilmeleri kabul edilemezdir.
Bu uygulama:
•CMK m. 147, Anayasa m. 36 ve AİHS m. 6 ile güvence altına alınan adil yargılanma ve savunma hakkına açık bir müdahaledir.
•Avukat-müvekkil görüşlerini düzenli ve etkili şekilde yapmayı fiilen imkânsızlaştırmaktadır.
•Ailelerle temasın engellenmesi suretiyle sosyal izolasyon yaratmakta, bu yönüyle insan hakları ihlaline dönüşmektedir. Nakil işlemlerinin dayanağı olarak hiçbir somut güvenlik veya idari zorunluluk gösterilmemiştir.
Aksine, bu uygulama keyfi ve cezalandırıcı nitelikte olup, savunmayı parçalamayı ve bireyleri yıldırmayı amaçladığı izlenimi vermektedir. Ayrıca, sevk edildikleri ceza infaz kurumlarında müvekkillerimiz; kapkaç, gasp, yaralama gibi şiddet içeren adi suçlardan tutuklu veya hükümlülerle aynı koğuşlarda tutulmaktadır. Oysa kendilerine yöneltilen suçlamalar rüşvet, yolsuzluk gibi şiddet içermeyen beyaz yaka suçlar niteliğindedir. Bu durum:
•Kişi güvenliğini açıkça tehlikeye atmakta,
•Cezaevi idaresinin koruma ve ayrıştırma yükümlülüğünü ihlal etmektedir,
•AİHS m. 2 (yaşam hakkı) ve m. 3 (kötü muamele yasağı) ile bağdaşmamaktadır. Cezaevi idaresinin bu sorumluluğu, sadece fiziksel şiddeti önlemekle sınırlı değil, aynı zamanda tutukluların psikolojik ve sosyal bütünlüğünü korumak yükümlülüğünü de içerir.
Bu uygulamalar, hem Avrupa Cezaevi Kurallarına hem de BM Mandela Kurallarına aykırıdır. Sonuç olarak: Müvekkillerimizin savunma haklarının zayıflatılmasına, kişi güvenliklerinin tehlikeye atılmasına ve tutukluluğun cezalandırmaya dönüşmesine karşı sessiz kalmayacağız.
Bu hukuksuz sevk uygulamalarının derhal durdurulmasını, tutuklu müvekkillerimizin ikametlerine en yakın cezaevilerine naklini ve benzer suçlardan itham edilen kişilerle aynı yerde tutulmalarını hukuka aykırı bu işlemler nedeniyle sorumlular hakkında adli ve idari işlem başlatılmasını talep ediyoruz."
Yeni tutuklanan belediye başkanlarının da aralarında olduğu 11 kişi ise farklı cezaevlerine gönderilecek.