Her şey, Donald Trump yönetiminin Avrupa Birliği ürünlerine yönelik ek gümrük vergisi tehditleriyle başladı. Özellikle Alman otomobil endüstrisini hedef alan açıklamalar, transatlantik ilişkileri kopma noktasına getirdi. Trump, 9 Temmuz'a kadar bir anlaşma sağlanmazsa AB ithalatına %50'ye varan "karşılıklı" gümrük vergileri getireceğini duyurmuştu. Bu süreçte otomobiller için %25 ve çelik/alüminyum için %50'lik sektörel vergiler zaten yürürlükteydi ve Avrupa ekonomisine her gün milyonlarca dolara mal oluyordu.
Almanya Başbakanı Friedrich Merz’in Alman otomobillerine özel bir muafiyet beklentisi, Brüksel'deki AB yetkilileri tarafından "hayal ürünü" olarak nitelendirilmişti. Ancak haftalar süren gergin müzakerelerin ardından Temmuz ayının sonunda ABD Başkanı Donald Trump ve Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen arasında kritik bir siyasi anlaşmaya varıldı. İskoçya'daki Turnberry golf tesisinde gerçekleşen görüşme, olası bir ticaret savaşını son anda engelledi.

KRİTİK ANLAŞMA VE GÖRÜNEN YÜZÜ
Aylardır süren gerginliğin ardından 1 Ağustos 2025'te yürürlüğe giren anlaşma, ABD Başkanı Donald Trump ve AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen arasındaki müzakereler sonucu ortaya çıkmıştı. Bu anlaşma, otomobiller için daha önce uygulanan %27.5'lik gümrük vergisini %15'lik bir tavanla sınırlayarak Avrupalı üreticileri en kötü senaryodan kurtardı.
Sektör temsilcileri gelişmeyi temkinli bir memnuniyetle karşıladı. Almanya Otomotiv Sanayicileri Birliği (VDA), bir ticaret savaşının önlenmesini "esas olarak olumlu" bulurken, %15'lik yeni oranın bile Alman şirketlerine yıllık milyarlarca dolarlık ek maliyet getireceğinin altını çizdi. Avrupa Otomobil Üreticileri Birliği (ACEA) de benzer şekilde, yüksek tarifelerin devam etmesinin sadece AB'yi değil, ABD endüstrisini de olumsuz etkileyeceğini belirtti.

ANLAŞMADAKİ 'TRUVA ATI': ULUSAL GÜVENLİK İSTİSNASI
Ancak asıl endişe kaynağı, anlaşmanın kapsamı dışında kalan sektörel vergiler. Brüksel'in müzakere ettiği %15'lik tavan, Trump yönetiminin "ulusal güvenliği koruma" gerekçesiyle tek taraflı olarak uyguladığı ek vergileri kapsamıyor. ABD Ticaret Bakanlığı'nın başlattığı soruşturmalar sonucunda, başkanın talimatıyla bu vergiler devreye alınabiliyor.
AB, otomobiller, ilaç ve ahşap ürünleri için bu sektörel vergilerden bir istisna almayı başardı. Ancak diğer birçok alanda yüksek vergiler yürürlükte kalmaya devam ediyor. İşte mevcut tablo:
-
Çelik, Alüminyum ve Türev Ürünler: %50
-
Kamyonlar: %25 (1 Kasım'dan itibaren)
-
Bakır ve Ürünleri: %50
-
Mobilya: %25 (14 Ekim'den itibaren), %30 (1 Ocak 2026'dan itibaren)
-
Şimdilik Muaf Sektörler: Uçak parçaları, bazı jenerik ilaçlar ve yarı iletken üretim ekipmanları gibi stratejik ürünlerde "sıfıra sıfır tarife" politikası izlenecek.
-
AB, çelik, alüminyum, bakır ve kamyonlar için bir istisna müzakere edemediğinden, bu sektörlerdeki Avrupalı ihracatçılar yüksek sektörel vergilere maruz kalıyor.
Alman Handelsblatt gazetesinin haberine göre Trump, "ulusal güvenliği koruma" amacıyla açılan soruşturmalar kapsamında bu sektörlere ek vergiler getirebilecek:
-
Uçaklar, uçak bileşenleri ve türbinler
-
Makineler, endüstriyel tesisler ve sanayi robotları
-
Yarı iletkenler (bakır vb.)
-
Kritik ham maddeler ve nadir toprak elementleri
-
Dronlar ve dron bileşenleri
-
Güneş hücreleri
-
Rüzgar türbinleri
-

-
PARLAMENTO'DAN ANLAŞMAYA SERT TEPKİ: "BU BİR ŞANTAJ!"
Anlaşmanın yankıları Brüksel koridorlarında da sert bir şekilde hissedilmeye başlandı. 10 Eylül 2025'te Avrupa Parlamentosu'nda yapılan oturumda söz alan Sosyalistler ve Demokratlar Grubu adına konuşan Bernd Lange, Komisyon'un sunduğu anlaşmayı yerden yere vurdu.
Bu anlaşmanın Avrupa'ya "güvenlik ve istikrar" getirmediğini belirten Lange, tam tersine bir "şantaj" ile karşı karşıya olduklarını söyledi. Lange, anlaşma imzalandıktan sadece 14 gün sonra ABD'nin 407 ürünü %15'lik dilimden çıkarıp %50'lik çelik ve alüminyum tarifesi altına aldığını vurguladı. Bu durumun kompresör ve pompa üreten fabrikaları "varoluşsal bir krizin" içine ittiğini ve iş yerlerini güvence altına almak yerine tehlikeye attığını belirtti.
Lange, bu şartlar altında Avrupa Parlamentosu'nun Komisyon'un teklifini olduğu gibi kabul etmeyeceğini ve değişiklik önergeleri sunacaklarını söyleyerek, anlaşmanın geleceği konusunda yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi.
-

-
ŞİMDİKİ HEDEF ALMAN MAKİNE SANAYİ
Trump yönetimi şimdi de yeni sektörlere yönelik soruşturmalar başlatmış durumda. Uçaklar ve yarı iletkenler için AB önceden istisnalar müzakere etmiş olsa da, makine, endüstriyel robotlar ve rüzgar türbinleri tamamen korumasız. ABD'nin bu sektörlerdeki ithalatın ulusal güvenliğe etkisine ilişkin başlattığı soruşturmanın Mayıs 2026'ya kadar tamamlanması bekleniyor.
Bu tarihten itibaren ABD yönetimi, Avrupa makine sanayisine karşı yüksek sektörel vergiler getirebilir. Bu durum özellikle Alman ekonomisi için yıkıcı sonuçlar doğurabilir. 2024 yılında Avrupalı şirketler ABD'ye 66,2 milyar euro değerinde makine ihraç ederken, bunun 27,5 milyar euro'luk kısmı, yani yaklaşık %40'ı Almanya'dan geldi.
Avrupa Parlamentosu Ticaret Komitesi Başkanı Bernd Lange durumu, "Trump'ın gümrük anlaşması bir anlaşma değil. ABD sürekli yeni vergiler koyuyor." sözleriyle özetledi.
-

-
MAKİNE İHRACATI TEHLİKEDE
Tehdit sadece gelecekle sınırlı değil. ABD Ticaret Bakanlığı, her üç ayda bir çelik ve alüminyum tarifelerinin kapsamını genişleterek yeni ürünleri listeye ekliyor. Bu durum şimdiden Alman makine ihracatının %30'unun daha yüksek vergilerden etkilenmesine neden oluyor. Lange, "Neredeyse tamamen çelikten yapılmış bir vinç için %50 gümrük vergisi ödeniyor. Bu, ABD pazarının fiilen kapandığı anlamına geliyor." diyor.
Bu durum, özellikle orta ölçekli işletmeler için varoluşsal bir tehdit oluşturuyor. Şirketler, kullandıkları her bir çelik parçanın kökenini kanıtlamak zorunda kalıyor ve yapılacak bir hatanın bedeli, geriye dönük olarak tüm ithalata %200'e varan cezai vergiler olabiliyor. Bu risk nedeniyle bazı şirketlerin ABD'ye ihracatlarını tamamen durdurduğu belirtiliyor. Otomotiv anlaşması bir sorunu çözmüş gibi görünse de, Avrupa sanayisi için belirsizlik ve tehlike dolu bir dönemin sadece başlangıcı olabilir.
ÇELİK DUVARLARA ÇÖZÜM: AB'NİN SAVUNMA PLANI
Bu artan baskıya ve belirsizliğe bir yanıt olarak Avrupa Komisyonu da kendi savunma mekanizmalarını devreye sokmaya başladı. 7 Ekim 2025'te Komisyon, AB çelik sektörünü küresel kapasite fazlasının yarattığı "haksız etkilerden" korumak için tasarlanmış yeni ve sert bir eylem planı sundu. Haziran 2026'da sona erecek mevcut koruma önlemlerinin yerini alması hedeflenen bu plana göre, gümrüksüz çelik ithalat kotaları %47 oranında düşürülerek yıllık 18.3 milyon ton ile sınırlandırılacak.
Daha da önemlisi, kotayı aşan ithalat için uygulanan gümrük vergisi ikiye katlanarak %25'ten %50'ye çıkarılacak. Bu hamle, AB'nin ticaret savaşlarında artık sadece savunmada kalmayıp, kendi stratejik endüstrilerini korumak için daha proaktif ve sert adımlar atmaya hazırlandığının en net göstergesi olarak yorumlanıyor.

GÖZLER ÇİN'DE, ENDİŞELER AVRUPA'DA
Tabloyu daha da karmaşık hale getiren son gelişme, Trump'ın 11 Ekim'de Çin'e karşı attığı adım oldu. Çin'in nadir toprak elementleri ihracatını sınırlamasına tepki olarak Trump, 1 Kasım'dan itibaren tüm Çin ürünlerine %100 gümrük vergisi uygulanacağını duyurdu. Bu hamle, ABD yönetiminin ticaret politikalarında ne kadar agresif ve öngörülemez olabileceğinin en net kanıtı oldu. Piyasalarda sert düşüşlere yol açan bu karar, ABD ile kırılgan bir zeminde anlaşan Avrupalı ortakları için de bir uyarı niteliği taşıyor. Ticaret savaşları bitmiş gibi görünse de, barutun hala nemli olduğu ve en küçük bir kıvılcımın yeni bir yangını başlatabileceği açıkça görülüyor.




















