Türkiye ekonomisi, 2024’te başlayan yüksek faiz sarmalının etkilerini 2025’te de derinden hissetmeye devam ediyor. Hazine’nin faiz ödemeleri, hem hızla artan kamu borçlanma maliyetleri hem de para politikasındaki sert sıkılaşma nedeniyle 2025’in ilk dört ayında yüzde 107 artış gösterdi. Ekonomist İris Cibre’ye göre bu artış yalnızca teknik bir finansman sorunu değil, aynı zamanda kamu maliyesinde “bütçe disiplininin bozulduğunun açık bir göstergesi”.
“2000’DEN BU YANA İLK KEZ ANAPARAYI GEÇTİ”
Cibre, 22 Mayıs 2025 tarihinde sosyal medya platformu X’te yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı:
“Hazine faiz ödemeleri 2000 yılından beri ilk defa anapara ödemelerini geçti. Faiz ödemelerindeki artış oranı da 90'lı yıllara döndü. Bu sürdürülemez. Bütçe disiplininin bozulduğunun da ispatı…”
Bu yorum, kamuoyunda ciddi yankı uyandırırken, ekonomi çevrelerinde 2024’te başlayan ve 2025’te derinleşen mali dengesizliklere işaret eden verileri de doğrular nitelikte.
2024’TE BAŞLAYAN TREND SÜRÜYOR
Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerine göre, 2024 yılında merkezi yönetim faiz ödemeleri 1,098 trilyon TL’ye ulaşarak, 933 milyar TL’lik anapara ödemelerini 165,3 milyar TL farkla aştı. Bu, 2000 yılından sonra ilk kez faiz ödemelerinin anapara ödemelerinden daha yüksek gerçekleştiği yıl oldu. Söz konusu durumun bir istisna değil, yeni bir trendin başlangıcı olduğuna işaret eden Cibre, 2025’in ilk dört ayında yaşanan %107’lik faiz artışının bu eğilimi pekiştirdiğini belirtti.
BÜTÇE AÇIĞI 1,1 TRİLYON TL’YE YAKLAŞTI
2025’in ilk çeyrek verileri, faiz yükünün bütçe üzerindeki baskısını artırdığını ortaya koyuyor. Yılın ilk dört ayında faiz ödemeleri 684,5 milyar TL’yi bulurken, bütçe açığı 1,1 trilyon TL’ye yaklaştı. Bu tablo, kamu harcamalarında faiz giderlerinin baskın hale geldiğini ve yatırım, sosyal harcama gibi alanların payını daralttığını gösteriyor.
PROJEKSİYONLAR: FAİZ YÜKÜ KATLANIYOR
Ocak 2025 projeksiyonlarına göre, merkezi yönetimin iç borç faiz yükü 6,63 trilyon TL’ye ulaşacak. Dış borç faiz yükü ise 48,5 milyar dolar olarak tahmin ediliyor. Bu projeksiyonlar, Mayıs 2025 itibarıyla güncellenmiş olmasa da, mevcut eğilimin devam ettiği ve faiz yükünün kamu bütçesinde ciddi bir tehdit haline geldiği görüşünü güçlendiriyor.
1990’LI YILLARA GERİ DÖNÜŞ ENDİŞESİ
Ekonomistler, mevcut tabloyu 1990’lı yılların yüksek enflasyon, faiz ve borç yükü sarmalına benzetiyor. 2001 krizinde faiz ödemeleri vergi gelirlerinin %92,3’ünü tüketmişti. O dönemden sonra uygulanan reformlarla bu oran düşürülse de, son iki yılda izlenen para ve maliye politikalarıyla faiz yükü tekrar tırmanışa geçti. 2024’te bu oran %17,4 olarak kaydedildi.
CİBRE: “SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK EŞİĞİ AŞILDI”
Cibre’nin uyarısı, sadece teknik bir analiz değil; kamu maliyesinde yapısal bir kırılma noktası olarak değerlendiriliyor. “Bütçe disiplininin bozulduğunu” ve faiz yükünün ekonomik istikrarı tehdit eder hale geldiğini belirten Cibre’ye göre, bu durum sürdürülebilir değil. Ekonomistler, vergi reformu, harcama disiplini ve borç yönetimi gibi alanlarda acil önlem alınması gerektiği konusunda hemfikir.