ABD Başkanı Donald Trump’ın 13 Ekim’de İsrail Meclisinde yaptığı konuşmayı protesto eden iki milletvekilinden biri olan Ofer Cassif, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İsrail hükümetinin politikaları ve yaklaşan seçimlerle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Cassif, Trump’ın konuşmasını “megalomani gösterisi” olarak nitelendirdi. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Trump’ın konuşmaları boyunca birbirlerini övdüklerini belirten Cassif, Gazze’de iki yıldır süren saldırılarda “çoğu kadın ve çocuk olan on binlerce Filistinlinin öldürüldüğünü” ancak bu konuda hiçbir şey söylenmediğini ifade etti.
Cassif, çatışmaların tek çözümünün İsrail işgalinin son bulması ve bağımsız bir Filistin devletinin kurulması olduğunu belirterek, Trump’ın bu çözüme katkı sunmadığını vurguladı. Bu nedenle Filistin asıllı milletvekili Eymen Avde ile birlikte “Filistin'i tanı” yazılı bir kâğıt kaldırarak sessiz bir protesto gerçekleştirdiklerini, kısa süre içinde Genel Kuruldan zorla çıkarıldıklarını söyledi.
“BU ÇETELER HÜKÜMETE KARŞI DEĞİL, ONUN BİR PARÇASI”
Cassif, İsrail hükümetinin öncelikli hedeflerinden birinin “yargı reformu” adı altında “yargı darbesi” gerçekleştirmek olduğunu öne sürdü. Bu süreçte medya bağımsızlığının ve sivil hakların tamamen ortadan kaldırılmak istendiğini dile getirdi.
Batı Şeria’da zeytin hasadı sırasında Filistinlilere yönelik saldırıların arttığını belirten Cassif, bu olayların “planlı bir ilhakın parçası” olduğunu savundu. Cassif, “Bunlar İsrail hükümetine ve politikasına aykırı hareket eden faşist çeteler değil. Bunlar politikanın bir parçası.” dedi.
Muhalefetin bu gidişata karşı etkili bir tutum sergileyemediğini vurgulayan Cassif, “Ne yazık ki, tek muhalefet biziz. Çünkü sözde muhalefetin büyük çoğunluğu hükümetle aynı çizgide. Onlar siyasi bir alternatif değil, kişisel bir alternatif sunuyorlar.” ifadelerini kullandı.
Cassif, bu durumu Marx’tan bir alıntıyla açıklayarak, “Sözde burjuva demokrasisinde, her dört yılda bir, işçilerin bir sonraki baskıcıyı seçmesine izin veriyorlar.” sözünü hatırlattı.
“SEÇİMLERİN ADİL OLMAYACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM”
Yaklaşan seçimlere ilişkin değerlendirmesinde Cassif, “Netanyahu ve koalisyon içindeki faşist bağnazlara kalsaydı, seçimleri iptal etmek için ellerinden geleni yaparlardı.” dedi.
Koalisyonun seçimleri “bir aldatmacaya dönüştürmeyi planladığını” söyleyen Cassif, hükümetin kendilerinin seçimlere katılmasını engellemek amacıyla yasa tasarıları üzerinde çalıştığını ve bunun İsrail vatandaşı Filistinlilerin temsiline yönelik bir tehdit oluşturduğunu belirtti.
Ülkedeki polis gücünün Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in “özel milis gücüne” dönüştüğünü savunan Cassif, şu ifadeleri kullandı:
“Üstelik, D-Day için emir bekleyen faşistlerin silahlı özel milisleri de var. Ben-Gvir, Netanyahu veya bu çetenin diğer üyelerinden emir alır almaz, Filistinlilerin ve solcuların oy kullanmasını engellemek için ellerinden geleni yapacaklar.”
Cassif, seçimlerin adil geçmeyeceğini düşündüğünü belirterek, “Üniformalı polisler ve diğerleri sokaklarda silahlı şekilde durup insanları terörize edecekler. Bu yüzden seçimlerin adil olmayacağını düşünüyorum.” dedi.
“BATI ŞERİA’DA GAZZE SENARYOSU YAKLAŞIYOR”
İşgal altındaki topraklarda yaşayan Filistinlilerin oy hakkı olmadığını hatırlatan Cassif, seçim döneminde şiddet olayları yaşanmasından endişe duyduğunu söyledi.
Uluslararası topluma seslenen Cassif, “Gazze'deki soykırıma karşı harekete geçmek için çok uzun süre beklediniz. Batı Şeria’da da Gazze senaryosunun yaşanmasını beklemeyin, çünkü o da yaklaşıyor.” uyarısında bulundu.
Cassif, ayrıca İsrail’de iç savaş tehlikesine de dikkat çekerek, “İsrail'de bir iç savaş yaşanmasını da beklemeyin, çünkü o da yaklaşıyor. Şimdi müdahale edin. Bu iki tehlikeyi durdurmak için elinizden geleni yapın.” ifadeleriyle sözlerini tamamladı.
