Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde 10 Ağustos’taki 6.1’lik depremin ardından 15 bine yakın sarsıntı yaşandı. Öğrenciler, “Binalar zayıfladı, korkuyoruz” diyerek yetkililere sesleniyor. Deprem fırtınası, hem halkı hem de öğrencileri tedirgin ediyor. 10 Ağustos ve 27 Ekim’de meydana gelen 6.1 büyüklüğündeki iki büyük depremin ardından, bölgede 15 bine yakın artçı sarsıntı kaydedildi.
Son olarak dün yaşanan 4.9 ve 4.3 büyüklüğündeki depremler, hasarlı binaların dayanıklılığına dair kaygıları artırdı. İlçede bazı öğrenciler, yıkılma riski taşıyan yapılarda ders görmeye devam ettiklerini belirterek sosyal medya üzerinden “Biri bu öğrencileri duyuyor mu?” çağrısında bulundu.
“HOCAM, SESİNİZİ ÇIKARIN”
Balıkesir Üniversitesi Mimarlık Fakültesi öğrencilerinden biri, sosyal medyada Prof. Dr. Osman Bektaş’a seslendi:
“Hocam bilen biri olarak lütfen sesinizi çıkartın, binalar artık zayıfladı. Ailelerimizden uzakta öğrencileriz, korkuyoruz, psikolojimiz bozuldu. Çoğu sarsıntıyı hissediyoruz. Bir şeyler yapılmalı, göz göre göre felakete sürükleniyoruz.”
Öğrencinin paylaşımı kısa sürede binlerce kez paylaşıldı. Birçok kullanıcı, “Sındırgı için ses olun” diyerek destek verdi.
“Çocuklar, öğretmenler her gün deprem eşliğinde ders yapıyor. Ortak sınavlar ertelenmiyor. Bazı öğretmenler ve öğrenciler çadırlarda kalıyor.” — @celilednz
Bir başka paylaşımda ise, “Ağustos’tan bu yana sallanıyoruz. İki tane 6.1’lik depremi kaldırdık ama üçüncüyü kaldırabilir miyiz, bilmiyoruz” ifadeleri yer aldı.
HASARLI BİNALARDA EĞİTİM, SIVALAR DÖKÜLÜYOR, KOLONLAR AYRILMIŞ
Öğrenciler, Balıkesir Üniversitesi’nin Sındırgı yerleşkesinde duvar çatlakları, dökülen sıvalar ve ayrılmış kolonlar arasında ders görmek zorunda kaldıklarını söyledi. Bazı öğrenciler, “Çatlaklar sıvanarak gizleniyor” iddiasında bulundu.
Üniversite yönetiminin, “Binayı boşaltamayız, diğer fakülteler de ister” yanıtı verdiği öne sürülürken, gençler bu yaklaşımı “utanç verici” olarak niteliyor.
HALK SOKAKTA, SOĞUKTA ÇADIRLARDA YAŞIYOR
Sındırgı merkezde yaşayan birçok aile, soğuk havaya rağmen evlerine giremiyor. Nüfusu 32 bin olan ilçede vatandaşlar, marketlerden satın aldıkları çadırlarda kalıyor.
Bir depremzede, sosyal medyada paylaştığı videoda, ikiz çocuklarını sarsıntı sırasında korumaya çalıştığını anlattı:
“DEPREM ÇANTAMIZ HAZIR SANIYORDUK AMA HİÇBİR ŞEYE HAZIR DEĞİLMİŞİZ”
Hasar tespit çalışmaları tamamlandı; 760 bina etkilendi, 9 ağır hasarlı bina yıkıldı. Uzmanlar, 1.600’e yakın yapının orta veya ağır hasar görebileceğini belirtiyor.
UZMANLARDAN CİDDİ UYARILAR: YERLEŞİM TAŞINMALI, BİNALAR BOŞALTILMALI
Deprem uzmanları, Sındırgı’daki durumu “kritik eşik” olarak değerlendiriyor.
Prof. Dr. Hasan Sözbilir:
“Son depremde ağır hasarlı binalar oluştu. Bu yapıların boşaltılması gerekiyor. Ölü faylar yeniden aktif hale geldi.”
Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan:
“Yapı hasarı arttı, çok daha büyük bir hasar olabilir. Sındırgı’nın yerleşimi taşınmalı. Zemin eski bataklık olduğu için sarsıntılar üç-dört kat büyüyor. İlçe, TOKİ konutlarının bulunduğu sağlam zemine taşınmalı.”
Prof. Dr. Şükrü Ersoy ise artçıların aylarca sürebileceğini belirterek, “Vatandaşlar psikolojik olarak yıpranıyor, ama süreç henüz bitmiş değil” dedi.
Jeofizik Mühendisi Hurşit Canlı ise paniğe kapılmama çağrısı yaparak, “Sındırgı’da 7.4 büyüklüğünde deprem beklenmesi yanlış; fay en fazla 6–6.5 büyüklüğünde deprem üretebilir” ifadesini kullandı.
“AFET BÖLGESİ İLAN EDİLSİN” TALEPLERİ YÜKSELİYOR
Halk, ilçenin “afet bölgesi” ilan edilmesini, ağır hasarlı binaların acilen yıkılmasını ve konteyner kentlerin hızla kurulmasını istiyor. CHP Balıkesir Milletvekili Serkan Sarı, YÖK ve üniversite yönetimine çağrıda bulunarak, bağımsız bir teknik inceleme yapılması gerektiğini söyledi.
AFAD ve Kandilli Rasathanesi, artçı sarsıntıların yakından izlendiğini açıklarken, vatandaşlara “hasarlı binalardan uzak durun” uyarısı yaptı.
DEPREM GERÇEĞİYLE YÜZLEŞME ÇAĞRISI
Sındırgı’daki 15 bin sarsıntının ardından ortaya çıkan tablo, Türkiye’nin deprem gerçeğiyle yeniden yüzleşmesi gerektiğini hatırlatıyor. Beton yorgunluğu, yetersiz denetim ve yer seçimindeki hatalar, ilçede “göz göre göre yaklaşan bir felaket” endişesini büyütüyor.
Bir öğrenci, durumu şu sözlerle özetliyor:
“Biz sadece güvenli bir okul istiyoruz. Deprem değil, ihmaller öldürüyor.”
