Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda sunum yaptı.
Karahan, "Yurt içi talep yavaşlama seyrini sürdürürken talep koşulları dezenflasyonist düzeyde seyrediyor. 2024 yılı haziran ayından bu yana devam eden dezenflasyon süreci yavaşlasa da atacağımız adımlarla enflasyonun ara hedeflerle uyumlu şekilde seyretmesini sağlayacağız" ifadelerini kullandı.
"EĞİLİMİN AŞAĞI YÖNLÜ OLDUĞUNU GÖRÜYORUZ"
Küresel ve yurt içi makroekonomik görünüm ile para politikasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Karahan, "Birçok ülkede büyüme tahminleri, mayıs ayındaki dip seviyelerine kıyasla takip eden dönemde yukarı yönlü güncellendi. Dış talep göstergesi de ocak ayındaki düzeyinin gerisinde. Enerjide arz artışları jeopolitik gelişmeler kaynaklı fiyat yükselişini sınırlamıştır. Enerji fiyatları da jeopolitik gelişmelere bağlı olarak dalgalanma gösteriyor. Ancak, zayıf talep koşulları ve üretim artışları enerji fiyatlarındaki yukarı yönlü hareketleri sınırlıyor. Eğilimin aşağı yönlü olduğunu görüyoruz." dedi.
"İŞSİZLİK ORANI DÜŞÜYOR, BAŞVURU YOĞUNLUĞU SÜRÜYOR"
Karahan, işgücü piyasası ve işsizliğe ilişkin, "İşgücü piyasasına baktığımızda, ikinci çeyrekte bir miktar artan manşet işsizlik oranının üçüncü çeyrekte gerilediğini görüyoruz. Buna göre işsizlik oranı geçmiş dönem ortalamalarının oldukça altında seyrederken, geniş tanımlı göstergeler ise yüksek seviyesini koruyor. İlan başına başvurulara dair derlediğimiz veriler de yüksek seyrediyor" ifadelerini kullandı.
"TÜKETİCİ ENFLASYONUNDA BİR YÜKSELİŞ GÖRDÜK"
Karahan, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yaptığı sunumda, Eylül ayı enflasyon verilerine ilişkin dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu. Karahan, yıllık tüketici enflasyonunda gözlenen yükselişte özellikle gıda ve hizmet fiyatlarındaki gelişmelerin etkili olduğunu belirtti.
Aylık hizmet enflasyonundaki artışta okula dönüş döneminin etkisinin hissedildiğini ifade eden Karahan, gıda fiyatlarındaki yükselişte ise arz yönlü unsurların rol oynadığını vurguladı. Hizmet grubuna dair yapılan analizlerde, fiyatların geçmiş enflasyona endekslenmesi ve zamana bağlı belirlenmesi gibi dinamiklerin, bu kalemdeki fiyat katılığını artırdığına dikkat çekildi.
Son bir yıllık dönemde enflasyonun seyrine bakıldığında, eğitim ve kira harcamalarının öne çıktığına işaret eden Karahan, lokanta ve otel gibi talep koşullarına daha duyarlı hizmet kalemlerinde ise daha ılımlı fiyat artışlarının gözlendiğini aktardı. Kira enflasyonunun, deprem ve kentsel dönüşüm gibi konut arzını etkileyen faktörler nedeniyle beklenenin üzerinde seyrettiği bilgisi paylaşıldı.
KARAHAN: DEPREM VE DÖNÜŞÜM KİRA KRİZİNİ DERİNLEŞTİRİYOR
Mevsimsel etkilerden arındırılmış verilerin, aylık kira enflasyonunda bir süredir yüzde 4 civarında yatay bir seyre işaret ettiğini belirten Karahan, "Son iki ayda bu eğilimin, yerini daha düşük oranlı artışlara bıraktığını görüyoruz. Yıllıklandırılmış yakın dönem eğilim, yüzde 54 ile mevcut yıllık kira enflasyonunun yaklaşık 15 puan altında bir seyir ima ediyor. Bununla beraber, kira enflasyonunun, deprem ve kentsel dönüşüm gibi konut sektörüne özgü arz yönlü unsurların da etkisiyle, öngördüğümüzden daha yüksek seyrettiğini not etmemiz gerekiyor." dedi.
"ENFLASYON BEKLENTİLERİ SEKTÖRLER GENELİNDE GERİLEDİ"
"Yıllık enflasyonda son üç aydaki yıllıklandırılmış ana eğilimi hesapladığımızda, takip ettiğimiz altı göstergenin ortalaması, yüzde 28 seviyelerine işaret ediyor. Bu seviyeler mevcut tüketici enflasyonu olan yüzde 33,3’ün altında olsa da, bize dezenflasyon sürecinin yavaşladığını gösteriyor.
Dezenflasyon süreci bir önceki sunum dönemi ile kıyasladığımızda, enflasyon beklentilerinin sektörler genelinde gerilediğini izliyoruz. Enflasyondaki düşüşün kademeli bir şekilde sürmesi bekleniyor. Ancak beklentiler, iyileşse de halen enflasyon tahminlerimizin üzerinde seyrediyor. Bu yönüyle beklentiler, dezenflasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam ediyor."
NAKİT YERİNİ KREDİ KARTINA BIRAKIYOR
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın değerlendirmelerine göre, tüketicilerin nakit yerine kredi kartı ile ödeme yapma eğilimindeki artış, kartlı harcamalarda gözlenen büyümeyi destekliyor. Bu eğilim, ödeme alışkanlıklarında yaşanan dönüşümün kredi kartı gelişmelerine yansıdığını gösteriyor.
Karahan buna ilişkin, "Kredi kartı gelişmelerinde tüketicilerin nakitle ödeme yönteminden kartla ödemeye geçmesinin de etkisi bulunuyor. Ticari kredilerde ise bilindiği üzere, yabancı para kredilerdeki aylık büyüme sınırını, parasal aktarım mekanizmasını güçlendirmek ve finansal istikrarı sağlamak amacıyla yüzde 0,5’e indirmiştik. Yabancı para kredi büyümesindeki yavaşlama TL kredi tercihi ile ikame edildi ve kredi kompozisyonunda TL’nin payı artmaya başladı" açıklamasını yaptı.
KREDİ KARTI BORCU TOPLAM BORCUN YARIYA YAKININI OLUŞTURUYOR
"Reel kesimin ve hanehalkının borçluluğu tarihsel ortalamaların oldukça altında seyrediyor. Reel sektörün toplam borçluluğundaki bu düşüşte, firmaların TL borcunun azalması belirleyici oldu. Hanehalkı tarafında ise kredi kartı borcu toplam borcun yarıya yakınını oluşturuyor. Kredi kartı borcu içerisinde faize bırakılan kısmın payının 2024 yılından başlayarak gerilemesi, bakiyenin çoğunluğunun kartlı harcamalar kaynaklı olduğunu gösteriyor. Düşük seyreden borçluluk, önümüzdeki dönemde bu borçlar kaynaklı oluşabilecek risklerin yönetilebilir olduğunu gösteriyor."
BRÜT REZERVLER 183 MİLYAR DOLARA YÜKSELDİ
Brüt rezevlere ilişkin de son verileri paylaşan Karahan, "Yurt içi ve yurt dışı yerleşiklerin Türk lirasına olan güveninin artması rezervlerimize de olumlu yansımaya devam ediyor. Brüt rezervler son dönemde belirgin bir artış göstererek 26 Eylül 2025 tarihinde 183 milyar dolara yükseldi. Swap hariç net rezerv ise 57 milyar dolar düzeyine yükseldi. Sonuç olarak, 22 Mart 2024 ile 26 Eylül 2025 tarihleri arasında, brüt rezervler 59 milyar dolar artış gösterirken, swap hariç net döviz pozisyonumuz 122 milyar dolar iyileşti." ifadelerini kullandı.




















