DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, ABD Başkanı Donald Trump’dan sürekli “Dostum Trump” diye bahseden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a atasözü ile seslenerek, “Dostunun kim olduğunu söyle bende sana senin kim olduğunu söyleyeyim” dedi.
Gazze’de İsrail hükumetinin soykırım suçu işlediğini ve Netenyahu’ya en büyük desteği Trump’ın verdiğini hatırlatan Babacan, “Böylesine büyük bir felaketin, insanlık felaketinin ortasında Erdoğan'ın Trump'a iki lafın başında dostum demesi benim içimi acıtıyor. İnsan olarak içimi parçalıyor ama bu ülkenin vatandaşı olarak da hicap duyuyorum” diye konuştu.
Bir Youtube yayınında konuşan DEVA Partisi lideri Ali Babacan, Erdoğan ile Trump’ın birbirlerine benzediğini söyledi:
“Her iki lider de devlet kurumlarını yıpratan, kural tanımayan, hukuku hiçe sayan iki lider.
Erdoğan’ın açıklamaları şöyle; Türkiye'yle ABD şu anda yönetim tarzı olarak birbirine oldukça benziyor. Ve bu popülist otokrat eğilimli liderlerin dünyada birbirlerine de ayrı bir networkü var. Birbirlerinden de çok şey öğreniyorlar. Bu buluşma iki öngörülmesi zor olan ve kendi şahsi duygularının dürtülerinin ağır bastığı yönetim tarzlarıyla iki ülkenin önemli meselelerini beraberce oturup konuşacak iki liderin buluşması olarak aslında değerlendirebiliriz.
"DOSTUNUN KİM OLDUĞUNU SÖYLE, SANA SENİN KİM OLDUĞUNU SÖYLEYEYİM"
Dikkat ederseniz Sayın Erdoğan'ın Trump'la ilgili yaptığı her açıklamanın da Trump'ın isminin başına dostum sıfatını ekliyor. Dostum Trump aşağıya, Dostum Trump yukarı. Yani şu anda hemen yanı başımızda çok büyük bir soykırımı işleniyor. Büyük bir insanlık felaketi yaşanıyor. Bugüne kadar 70.000'in üzerinde sivil Gazze'de hayatını kaybetti. Bunların 3'te 2'si kadın ve çocuk. Ve bu hala devam ediyor. Her gün insanlar ölüyor. Bu soykırımını yapan kim? Şu andaki İsrail hükümeti. Peki bu İsrail hükümetini en çok destekleyen kim? Arkasında kim var? Trump var. Şu anda yanı başımızdaki bir coğrafyada Filistinli kardeşlerimizin her gün katledilmesine en büyük desteği veren insana, yani Trump'a siz ‘Dostum Dostum’ diye hitap ediyorsunuz. Bizim bir atasözümüz vardır biliyorsunuz. Dostunun kim olduğunu söyle, ben de sana senin kim olduğunu söyleyeyim diye. Bir atasözümüz vardır. Böylesine büyük bir felaketin, insanlık felaketinin ortasında Erdoğan'ın Trump'a iki lafın başında dostum demesi benim içimi acıtıyor. İnsan olarak içimi parçalıyor ama bu ülkenin vatandaşı olarak da hicap duyuyorum.
"DEVLET OLARAK DURUŞUNUZU ORTAYA KOYUN"
Trump, Aptal Olma mektubunu da çerçeveletmiş, kendi sahibi olduğu Trump Tower'da bir yerlerde asılı o mektup. Yani, bak diyor ben Erdoğan'a zamanında 'Aptal Olma' diye mektup yazmıştım diyor. Çerçeveletip asmış, yani onu unutma derdi falan yok.
Ben bu ülkenin Cumhurbaşkanı olsam böyle bir mektup geldiği anda hemen bir saat içinde hangi kanaldan geldiyse sert bir şekilde iade ederim ki kayıtlara geçsin. Devlet olarak duruşunuzu ortaya koyun yani
Yani bu insanlar kendi şahsi ticari ilişkilerini görüşmek için buluşmuyorlar ki. Yani arka kapıda, arka odalarda onları da görüşülüyorsa bilmem. Yani umarım ki değildir. Yani bir yandan devlet iş görüşürken, arka kapıda da birilerinin şahsi ticari meselelerinin görüştüğü bir organizasyon varsa onu bilmem. İnşallah yoktur diye ümit ediyorum. Ama Erdoğan'ın programında bir iş adamı diye görününce oğlu artık ne olur gerisini bilemiyoruz yani.
Gereksiz bir şüphede yaymak istemem ama bizim devlet geleneği, diploma geleneği iyi oturmuş bir gelenektir? Ta Osmanlı döneminden değil mi? Hariciye geleneği vardır. Çünkü devletten devlete iş yapıyorsanız iki devletin de önceliklerini, iki devletin, iki ülkenin münferit çıkarlarını ya da ortak çıkarlarını görüşürsünüz. İş birliği alanlarını değerlendirsiniz. sorunlar varsa sorunların çözülmesini konuşursunuz. Ama hazır bir araya gelmişken ya bir de bizim şu arkadaşın şöyle bir işi var, bir de bu arkadaşın böyle bir işi var. Bizim oğlanın da şöyle bir ticareti var da onu ne yapalım falan diye konuşursan o zaman olmaz."




















