İstanbul merkezli faaliyet gösteren ve uluslararası bağlantılarıyla dikkat çeken Barış Boyun liderliğindeki organize suç örgütüne yönelik yürütülen soruşturmada yeni bir aşamaya geçildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırladığı ve çetenin karanlık yapısını tüm detaylarıyla ortaya koyan yeni iddianame, İstanbul 40. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Liderliğini Barış Boyun'un yaptığı, aralarında tutuklu ve adli kontrolle serbest bırakılanların da bulunduğu 304 şüphelinin yer aldığı iddianamede, örgüt üyeleri için toplamda bin 281 yıl hapis cezası talep ediliyor.
DAVA MARATONU ŞUBAT 2026'DA BAŞLIYOR
167 kişinin şikâyetçi olduğu dev davanın ilk duruşması, 23 Şubat 2026 tarihinde Marmara Cezaevi (Silivri) yerleşkesinde bulunan duruşma salonlarında başlayacak. Bir ay sürmesi beklenen yargılama maratonunda, çetenin "uyuşturucu ve silah ticareti", para karşılığı "kasten öldürme", "tehdit" ve "yağma" gibi 120'nin üzerinde suça karıştığı iddiaları mahkeme heyeti tarafından değerlendirilecek. İddianame, sadece işlenen suçları değil, aynı zamanda örgütün tüm organizasyon şemasını da deşifre ediyor.
TEKNOLOJİ VE GİZLİLİK: POLİSTEN KAÇIŞ TAKTİKLERİ
İddianamede yer alan bilgilere göre, Barış Boyun çetesi, kolluk kuvvetlerinin takibinden kurtulmak için son derece organize ve teknolojiye dayalı yöntemler geliştirdi. Örgütün, hem kendi tecrübelerinden hem de medyaya yansıyan polis operasyonlarından ders çıkararak sürekli yeni önlemler aldığı belirtildi. Soruşturmada, örgüt lider ve yöneticilerinin, silahlı eylem planlamalarını yurt dışından telekonferans yöntemiyle yaptıkları, normal telefon görüşmelerinden özellikle kaçındıkları iletişim tespit tutanaklarıyla ortaya konuldu.
Eylemlere giderken üyelerin telefonlarından GSM hatlarını çıkardıkları, iletişimi ise takip edilmesi zor olan taşınabilir Wi-Fi cihazları üzerinden sağladıkları tespit edildi. WhatsApp ve FaceTime gibi şifreli uygulamaları tercih eden çete üyelerinin, deşifre olmamak için sürekli olarak GSM hattı değiştirdiği de belirlenen gizlilik önlemleri arasında yer aldı. İddianamede, yakalama kararı bulunan örgüt elemanlarının yakalanmamak için yanlarında bekçi veya polis memurlarını taşıdıkları gibi çarpıcı bir detaya da yer verildi.
ULUSLARARASI BAĞLANTILAR VE TAŞERON CİNAYET
Soruşturma, Barış Boyun çetesinin faaliyetlerinin Türkiye ile sınırlı kalmadığını, uluslararası alanda Sırp mafya gruplarıyla derin işbirlikleri kurduğunu da ortaya koydu. İddianameye göre çete, Avrupa'da uyuşturucu ticareti yürüten Sırp Suç Örgütü "Kavaka" ile ortak hareket ederek onlardan taşeronluk hizmeti aldı. Bu işbirliğinin en kanlı örneği olarak, Kavaka grubunun rakibi olan "Skaljari" çetesinin lideri Jovan Vukotiç'in 8 Eylül 2022'de İstanbul Şişli'de öldürülmesi gösterildi. İddianamede, Vukotiç cinayetinin Barış Boyun çetesi tarafından taşeron olarak işlendiği öne sürüldü.
İÇ ÇATIŞMA: "DALTONLAR" GRUBU ÖRGÜTTEN AYRILDI
İddianamede, örgüte daha önce düzenlenen operasyonların ardından yapıda önemli bir kırılma yaşandığı belirtildi. Çete içinde yönetici konumunda bulunan Bahadır Akdağ ve Beratcan Gökdemir liderliğindeki "Daltonlar" olarak bilinen kanat, Barış Boyun çetesinden ayrılarak kendi bağımsız yapılanmasını ilan etti. Bu ayrılığın ardından iki grup arasında kanlı bir iç çatışma ve üstünlük mücadelesi başladığı, tarafların birbirlerine karşı sürekli silahlı eylemler düzenlediği tespit edildi. Bu iç çatışma da başsavcılık tarafından yeni bir soruşturma konusu olarak dosyaya eklendi.
PROPAGANDA VE GENÇLERİN "KAMİKAZE DRONU" OLARAK KULLANILMASI
NTV'de yer alan habere göre; Barış Boyun çetesinin en belirgin özelliklerinden birinin, üyelerini 15-20 yaş aralığındaki gençlerden seçmesi olduğu vurgulandı. Bilgisayar oyunları ve internet dizilerinden etkilenerek suça sürüklendiği belirtilen bu gençlerin, örgüt içinde "Kamikaze Dronu" gibi kullanılarak hiçbir hedef gözetmeksizin silahlı eylemlere yönlendirildiği tespit edildi. Çete, aynı zamanda sosyal medyayı da aktif bir propaganda aracı olarak kullandı. Facebook, Instagram ve TikTok gibi platformlarda "İstanbul'un sefiri", "Sokakların hakimi", "Barış isteyen Boyun eğecek" gibi sloganlarla paylaşımlar yaparak gençleri etkilemeye ve güç gösterisi yapmaya çalıştıkları belirtildi.
İddianamede ayrıca, çetenin suçtan elde ettiği gelirle doğal afet bölgelerine yardım kamyonları göndererek bu anları sosyal medyada paylaştığı, bu yolla insanların manevi duygularını sömürerek kamuoyundaki olumsuz imajlarını yumuşatmaya çalıştığı ileri sürüldü.




















