MEYRALEM Haber Sitesi

Sayfa Adresi : https://www.meyralemhaber.com/haber-detay/4931_kartalkaya-faciasinda-ailelerin-sozleri-yurek-yakt

GÜNDEM

Tümü

Kartalkaya faciasında ailelerin sözleri yürek yaktı! 'Benim yavrum cayır cayır yandı'

(23 Gün, 20 Saat önce) 103 İzlenme 0 Yorum
Kartalkaya'da 78 kişinin hayatını kaybettiği yangın faciasınına ilişkin, 20’si tutuklu toplam 32 sanığın yargılandığı davanın üçüncü duruşması Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülüyor. Duruşmada söz alan yangında gelini Kübra Altın ve torunu Alya Altın’ı kaybeden Ahmet Altın'ın "Benim yavrum hayatının ilkbaharında 9 yaşında burada cayır cayır hayatını kaybetti." sözleri yürek burktu.

Bolu Kartalkaya’da bulunan Grand Kartal Otel’de, 21 Ocak’ta 78 kişinin yaşamını yitirdiği, 133 kişinin yaralandığı yangın faciasına ilişkin, 20’si tutuklu toplam 32 sanığın yargılandığı davanın üçüncü duruşması Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam ediliyor.

"ALLAH İÇİN ADİL BİR KARAR VERİN"

Yangında gelini Kübra Altın ve torunu Alya Altın’ı kaybeden Ahmet Altın, duruşmada söz aldı. Altın, "Benim yavrum hayatının ilkbaharında 9 yaşında burada cayır cayır yanarak hayatını kaybetti. Evlatlarımız bir defa öldü ama biz her gün ölüyoruz. Sabah kalkıyoruz ölüyoruz, öğlen ölüyoruz, akşam ölüyoruz. Kimin yüzünden? Ben anlatayım kısaca; buradaki devlet yetkilileri, Bolu Belediyesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı hepsi buradaki katiller kadar birinci dereceden sorumludur. ETS Turizm, Bakan Mehmet Nuri Ersoy’un. Hiç mi görmediniz bu oteli? Burada benim çocuklarım da dahil pek çok kişi ETS Turizm ile bu otele gitti. Sırf bu yüzden Bakan Ersoy’un istifa etmesi lazım. Allah için adil bir karar verin onun bunun etkisinde kalmadan."

basliksiz-5.jpg

Alya Altın

"OTELİN AÇIK KALMASINA GÖZ YUMAN HERKES KATİLDİR"

Kızı ve eşini kaybeden Hilmi Altın ise şunları kaydetti:

"Yaşadığımın hala gerçek olduğunu düşünmüyorum. Yaşadıklarımdan dolayı psikiyatristler birbirine yönlendiriyor, ‘sende duvarda tosladık’ diyorlar. Benim canlarım, biz nefes alamazken kimse bize el uzatmadı. Ne bir ışık, ne bir siren sesi vardı. Kendi çabamızla tesadüfen çıktık oradan. Ben 10 metreden kendimi bırakırken evladıma ve eşime kavuşacağım diye düşündüm. Ama onlar yok şu an. Denetlemiş gibi yapanlar siz bu otelin tabut olduğunu biliyordunuz. Benim için bu dava ilk günden beri çok net. Bu otelin açık kalmasına göz yuman herkes katildir; burada olanı da, getirilemeyeni de katildir. Siz bizi diri diri yaktınız. Biz bu oteli denetlemeye gelen Turizm Bakanlığı denetçilerinin otelinde yiyip içip yattığını, ertesi gün denetlenmiş gibi yaptıklarını gördük. Onlar neredeler? Bu rüşvet çarkı hesap vermeli artık. Bu dava bizim için sadece bir adalet arayışı değil, aynı zamanda insanlık arayışı. Eğer bu davadan doğru karar çıkarsa başka çocuklar yanmayacak. Eğer hakkaniyetli bir karar çıkmazsa benim bu devlete hakkım helal değildir."

basliksiz-1-001.jpg

"İDARENİN İÇİNDEN ADALETİ ÇIKARTIRSANIZ EŞKIYA ÇETESİNE DÖNÜŞÜR"

Yangından kurtulan ancak sonrasında otelde mahsur kalan vatandaşları kurtarmak için otele tekrar giren ve hayatını kaybeden Alp Mercan’ın babası Eray Mercan, bir arkadaşının rüyasında Alp’i gördüğünü ifade ederek, şunları söyledi:

"'Babama söyleyin ben kötü bir şey yapmadım. Babam bana kızmasın. Babamın mücadelesini görüyorum, biz ışıklar içindeyiz. Babam beni merak etmesin’ demiş. Yargıtay kararlarına göre, burada ‘ben bir şey bilmiyordum, sorumlu değilim’ diyen insanlar menfaat sahibidir ve bu yüzden suçludurlar. Eğer yaşasaydı o sesleri duyarak oğlum ya psikolojik tedavi görürdü ya da hayatına son verirdi. Burada oturan sanıklar gibi olmazdı. Oğlum Alp, sana söylüyorum ben önceden kendi sıfatımla tanınırken artık ‘Alp Mercan’ın babası olarak anılıyorum’. Bu onuru bana yaşattığın için teşekkür ediyorum. Ben sadece ne zaman sana kavuşacağım diye bekliyorum. İdarenin içinden adaleti çıkartırsanız eşkıya çetesine dönüşür. Adaletli bir karar vereceğinden eminim heyetin."

basliksiz-4.jpg

"DÖRT EVLADIMI SİYAH POŞETLERİN İÇİN TOPRAĞA VERDİM"

Kızı Seden Nurgül Dayı’yı, damadını ve iki torununu kaybeden Ayşe Ekici, “Dört evladım yandı, onları poşetlerin içinde toprağa verdim. Her sabah kalkıp adalet arayışına giriyoruz. Neden böyle bir ülke olduk. Biz bunları hak etmedik. Lanet olası paranın yüzünden bu kişilerin yaptıkları olacak iş mi?" diye sordu.

basliksiz-3-002.jpg

"BU DAVA BİZİM EVLATLARIMIZIN ÜSTÜNDEKİ İS KOKUSU DAVASI"

Çocukları Nehir ve Doruk’u kaybeden Duygu Can, "Bu dava bizim evlatlarımızın üstündeki is kokusu davası. Sizler çocuk katilisiniz. Sizler 36 çocuğun katilisiniz. Buradaki anaların, babaların, dedelerin, ninelerin, arkadaşların da katilisiniz. Ceyda, ben oğlumu yıkarken gözünü su kaçmasın diye yıkardım onu, aynı acılarla sınanın. Allah hepinizin belasını versin. Öbür dünyada da iki elimiz yakanızda olacak sizin. Kızımın hayalı hukuk okumaktı Sayın Savcım, Nehir’in hayalleri omzunuzda kalsın Sayın Savcım" ifadelerini kullandı.

Duruşma devam ediyor.

 


YORUMLAR

Yorum Yaz
Bu habere daha önce yorum yapan olmadı.
Şimdi ilk yorumu sen yaz.!
ARŞİV
GAZETE MANŞETLERİ
KARİKATÜR KÖŞESİ
ANKETLER
Aydın Büyükşehir Belediyesinin Çalışmalarından Memnun musunuz?
Bu ankete toplam 23 kişi katıldı.