CHP İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi, Türkiye’de kadın cinayetlerine ilişkin açıklamalarda bulundu. Her geçen gün daha fazla kadının öldürüldüğünü vurgulayan İlgezdi, devletin bu tabloyu artık görmezden gelemeyeceğini söyledi.
İlgezdi, yalnızca 2024 yılında 472 kadının, 2025 yılı başından bu yana ise Anıt Sayaç verilerine göre 300’den fazla kadının cinayete kurban gittiğini belirtti.
“Kadınlar öldürülüyor çünkü onları koruyamıyoruz. Her gün bir başka kadın, bir başka genç kız hayatını kaybediyor. Adalet gelmiyor, sessizlik büyüyor” ifadelerini kullanan İlgezdi, toplumun artık bu sessizliğe alışmaması gerektiğini vurguladı.
“CİNAYETLERİN BÜYÜK KISMI EVDE İŞLENİYOR”
İlgezdi, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu verilerine göre neredeyse her gün bir kadının öldürüldüğünü hatırlatarak, “Üstelik bu cinayetlerin büyük kısmı evde, yani en güvende olmaları gereken yerde işleniyor” dedi.
Kadın cinayetlerinin ardından yaşanan yargı süreçlerinde cezasızlık ve iyi hal indirimlerinin failleri cesaretlendirdiğini dile getiren İlgezdi, “Her seferinde ‘bu son olsun’ diyoruz ama hiçbir şey değişmiyor. Failler, iyi hal indirimleriyle serbest kalıyor. Adalet gelmiyor, sessizlik büyüyor. İşte bu sessizlik, bir sonraki cinayetin cesaretidir” ifadelerini kullandı.
“DEVLETİN GÖREVİ KADINLARI HAYATTA TUTMAKTIR”
Koruma kararlarının etkin biçimde uygulanmadığını ve caydırıcı cezaların yetersiz olduğunu söyleyen İlgezdi, kadınların sistem tarafından korunamadığını ifade etti:
“Kadınlar, kendilerini koruması gereken kurumlar tarafından kaderine terk ediliyor. Yetersiz önlemler yüzünden failler yeniden sokaklarda. Devletin görevi, kadınları istatistiklerdeki birer sayı haline getirmek değil; onları hayatta tutmaktır.”
“UNUTTUĞUMUZ HER İSİM, BİR SONRAKİNİN KADERİ OLUYOR”
İlgezdi, geçtiğimiz yıl Ekim ayında öldürülen İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil’i anarak kadın cinayetlerine karşı toplumsal hafızanın diri tutulması gerektiğini söyledi:
“Bir yıl geçti, 472 kadın daha öldürüldü. Biz ise her birinin adını okuduk, duyduk, sonra unuttuk. Ne İkbal’i ne Ayşenur’u ne de canice öldürülen kadınlarımızı unutturmayacağız. Çünkü unuttuğumuz her isim, bir sonrakinin kaderi oluyor.”
Kadınların yaşam hakkının korunması için İstanbul Sözleşmesi’nin ilkelerinin yeniden hayata geçirilmesi gerektiğini vurgulayan İlgezdi, sözlerini şöyle tamamladı:
“Kadınlar için ölümün kader olmadığı bir Türkiye istiyoruz. Bunun için İstanbul Sözleşmesi’nin ilkeleri yeniden hayata geçirilmeli, caydırıcı yasalar eksiksiz uygulanmalı. Gerekli önlemler alınmadıkça, her yeni gün bir başka kadın ismiyle karşımıza çıkacak.”




















