TCMB, Finansal İstikrar Raporu’nun ikinci sayısında parasal sıkılaştırma sürecinin ekonomi üzerindeki etkilerini değerlendirdi. Raporda kredi büyümesi, borç kompozisyonu, bankacılık sistemi ve dış borçlanma maliyetleri kapsamlı şekilde ele alındı. Hane halkı borçluluğunda bireysel kredi kartı etkisi öne çıkarken, kısa vadeli borçlanma eğiliminin artması dikkat çekti.
“SIKI FİNANSAL KOŞULLAR DEZENFLASYON SÜRECİNE DESTEK VERMEYE DEVAM ETMEKTEDİR”
Raporda yer alan ifadeye göre:
“Finansal İstikrar Raporu’nun önceki sayısından bu yana sıkı finansal koşullar, iç talepte dengelenmeye ve dezenflasyon sürecine destek vermeye devam etmektedir. Sıkı parasal duruşumuzun bir sonucu olarak kredi büyümesi dezenflasyon patikası ile uyumlu bir görünüm sergilemektedir.”
Bu kapsamda ticari kredilerde büyümenin büyük ölçüde yatay seyrettiği, bireysel kredilerin ise özellikle ihtiyaç kredisi ve bireysel kredi kartı (BKK) etkisiyle toplam büyümeyi yukarı taşıdığı belirtildi. Ancak bu büyümenin aynı zamanda risk içerdiğine dikkat çekildi.
BİREYSEL KREDİ KARTI BORÇLARI TOPLAMIN YARISINA YAKLAŞTI
TCMB, hane halkı borç yapısında BKK etkisinin arttığını vurguladı. Raporda, “Bireysel kredi kartı (BKK) borçlarının hanehalkı finansal borçları içindeki payı yüzde 50 seviyelerine yaklaşmıştır” denildi. Aynı dönemde konut kredilerinin toplam borç içindeki payı yüzde 12’ye kadar gerilerken, taşıt kredilerinde de düşüş görüldü.
İhtiyaç kredilerinde vadeye esas tutarlarda yapılan güncellemeye rağmen, ortalama vadelerin tarihsel ortalamanın oldukça altında kaldığı ifade edildi. Bu durum, aylık ödeme yükünü artırarak borç/gelir dengesizliği bulunan bireyler için risk oluşturdu.
“Sıkı finansal koşullar ve bireysel kredilerde tarihsel ortalamaların altındaki vadeler, borç/gelir uyumsuzluğu bulunan bireylerin kredi riskinde artışa neden olmaktadır.”
BORÇLU SAYISI AZALIYOR, YÜKSEK TUTARLI BORÇ ARTIYOR
Rapora göre, KMH hariç ihtiyaç kredisi borcu olan kişi sayısı azalırken, borç miktarı artıyor. 250 bin TL altı borcu olanların sayısı 1,3 milyon azalarak 8,8 milyona düşerken, 250 bin TL üzeri borç taşıyan kişi sayısı 342 bin artarak 1,4 milyona ulaştı. Bu veri, bireysel borçlanmanın hem daha yüksek tutarlara hem de daha az sayıda kişiye yayıldığını ortaya koyuyor.
Sıkılaşmanın önemli yansımalarından biri de yabancı para kredi kanalında görüldü. Yabancı para kredi büyümesindeki yavaşlama ile birlikte Türk lirasının ağırlığı artmaktadır ifadesiyle kompozisyondaki değişim işaret edildi. YP kredi büyüme sınırının %0,5’e çekilmesi ve KKDF kesintisi gibi makroihtiyati önlemlerle bu eğilim desteklendi. Aynı zamanda dövizle borçlanan kesimin büyük ölçüde döviz geliri elde eden firmalardan oluştuğu, bu durumun kur riskini azalttığı belirtildi.
TCMB, dış finansmana erişim açısından Türkiye’nin gelişmekte olan ülkelerden olumlu ayrıştığını aktardı. 2023 sonrası dönemde ülkenin risk priminde (CDS) ve eurobond faizlerinde ciddi gerilemeler yaşandı:
“2023 yılı mayıs ayından günümüze kadar 5 yıllık CDS primi ülkemizde yaklaşık 340 baz puan gerilemiş, bu durum da eurobond primlerinde 440 baz puan gerilemeye yol açmıştır.”
TL’YE DÖNÜŞ ARTIYOR
Politika faizi artışları ve makroihtiyati adımların ardından, sistemde Türk lirasına geçiş ivme kazandı. Kur korumalı mevduat hesaplarının açılması ve yenilenmesinin sonlandırılmasıyla birlikte KKM bakiyesi gerilerken, raporda “Sistemde tekrar TL likidite fazlası oluşmuştur” tespiti yapıldı. Yurt dışı fon girişlerinde artış yaşanırken, rezervlerin de güçlendiği kaydedildi.




















